Tarihi Yarımada
Tarihi İstanbul’dan Bir Kesit
Rehberler
Prof. Dr. Zeynep Kuban
Araştırma Görevlisi Öykü Balcı
İstanbul’un tarihsel katmanlarına şahitlik etmiş önemli noktalarını gezerken tarihin ve kentsel dokunun farklı zaman dilimlerinde nasıl şekillendiğini görmeye çalışacağız. MS. 5. yüzyılda inşa edilen Konstantinopolis kentinin Kara Deniz ve Haliç surları yüzyıllar boyunca tamir edilmiş ve önemli saldırılara karşı koymuştur. 1453’te Osmanlıların fethinden sonra varlıklarını sürdürmüş, kentin batıya doğru büyümesini 1950’lerde devlet tarafından gerçekleştirilen imar ve yıkım hamlelerine kadar engellemiştir. Kent tarihinin en iyi okunabilen yerlerden biri bugün Sultanahmet bölgesi olarak bilinen yerdir. Konstantinopolis’in Atmeydanı (Hippodrom) Bizans döneminde devletin, İmparatorluğun temsil edildiği bir yer iken Osmanlı döneminde de devlet törenlerinin yapıldığı bir açık alan olarak kalmıştır. İstanbul’un günümüze kadar kamusal varlığını sürdüren tek açık alanıdır. Kentin en önemli kilisesi olan Ayasofya (6.yy), Büyük Sarayı (4.yy-12.yy.) ve Antiochos ve Lausos Sarayları (5.yy.) gibi önemli anıtlar bu alanın etrafında yerleşmiştir. Gezimizde bu binaları dışarıdan göreceğiz ve kentin omurgasını oluşturan Mese caddesinde yürüyerek İmparator Konstantin’in yaptırdığı Konstantin Forum’undan (4.yy) (Çemberlitaş) geçeceğiz. Geç Antik çağında gelişen forumların Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerinde nasıl değiştiğini hem burada hem de Beyazıt Meydanı’nda göreceğiz. Theodosios Forumu (5.yy) Roma’daki Traian Forumu’ndan ilham alarak yapılmıştır, daha sonra Beyazıt Camisi ile değişmiş (15/16.yy) ve 20. yüzyılda üniversite ile yeniden dönüşmüştür. Buradan yürüyeceğimiz Süleymaniye bölgesi ise 16. yüzyılda yapılan Süleymaniye Külliyesi’yle beraber gelişmiştir. Kanuni Sultan Süleyman’ın kendi adına yaptırdığı bu çok fonksiyonlu yapı kentsel-kamusal anlamda bir planlama örneğidir. Caminin kendisi İstanbul’un topografyasında önemli bir ‘landmark’ olmayı sürdürmektedir. Gezimizin odakları olan surlar, Sultanahmet ve Süleymaniye bölgeleri UNESCO tarafından İstanbul’un tarihi yarımadanın içinde öncelikli koruma alanlarıdır. Gezimiz burada bitecek.