Göç
Genellikle “insani hareketlilik” olarak tanımlanan göçün mesafesi, motivasyon unsuru, sınırları aşıp aşmadığı, süresi ve en önemlisi iradi veya zorunlu olması gibi boyutları çeşitli farklılıklar ve etkiler yaratmaktadır. İradi göçler ülke içinde de ülke dışında da olumlu çağrışımlar yapıp bazen teşvik edilirken zorunlu göçler travmalar yaratmakta ve öncelikle bir tehdit unsuru olarak algılanmaktadır. Bu nedenle, dünyadaki -çoğunlukla “ekonomik” göçmen olarak da nitelenen- iradi göçmenlerin %80’inden fazlası kalkınmış ülkelerde bulunurken 68 milyonu aşan, zorunlu göç mağdurlarının %85’inden fazlası yoksul veya kalkınmakta olan ülkelerde, genelde de “kent mültecileri” olarak bulunmaktadır.
Hemen her türlü göç hareketliliğini üst düzeyde tecrübe eden Türkiye, 2018 yılı itibarıyla 4 milyonu aşkın olmak üzere, 2014 yılından bu yana dünyada en fazla mülteciyi barındırmakta ve iç insani hareketlilikte yılda ortalama 2,5 milyon ile dünyada en üst sıralarda yer almaktadır. Yurt dışında 6,5 milyondan fazla insanının diyasporalaşma sürecinde olduğu bir ülke olarak Türkiye, bütün göç hareketliliklerinin ve çalışmalarının da merkezinde bulunmaktadır.
Dünyada son yıllarda daha da yoğunlaşan insani hareketliliğin temel evrensel ilkeler ve insan onuru ile çelişen durumu, yönetilebilir olmaktan çıkmıştır. Bu konuda Birleşmiş Milletler öncülüğünde “Göçmenler için Küresel Mutabakat” ve “Mülteciler Konusunda Küresel Mutabakat” başlıkları altında, özünde sorumluluk paylaşımını ve kalıcı çözümleri barındıran yeni bir çerçeve geliştirilmeye çalışılmaktadır. Özellikle mülteciler konusunda kabul edilebilir yük ve sorumluluk paylaşımının yapılması, mülteci kabul eden ülkelere daha çok destek verilmesi, mültecilerin süreçlere aktif katılımlarının sağlanması, sivil toplum ve ekonomi çevrelerinin sorumluluk üstlenmesi kalıcı çözüm arayışında ortaya konulan temel hedefler olarak gözlenmektedir. Artık dünyanın hemen her yerinde “kent mültecileri” haline gelen mültecilere hizmetle yükümlü yerel yönetimlerin yerel uyum süreçleri için güçlendirilmesi de bu hedefler arasında yer almaktadır.
MARUF, yeni küresel arayışlara da katkı sunmak üzere “Göç” temasını, iradi göç-zorunlu göç ve iç göç-dış göç ayrımlarıyla birlikte; yerel ve küresel ölçekte değerlendirmek için önemli bir platform olmayı amaçlamaktadır.
Oturumlar
Oturum Adı | Gün | Saat | Salon |
---|---|---|---|
Uluslararası insani hareketlilik ve sosyal uyum | 1 Ekim 2019 | 14:00 - 15:30 | Emirgan 2 |
Sorumluluğu paylaşmak: Küresel Mutabakatlar | 2 Ekim 2019 | 09:00 - 10:30 | Üsküdar 3 |
Misafir | 2 Ekim 2019 | 13:30 - 15:30 | Hamidiye |
Şehirlerin deneyimleri: Göç yönetiminde roller ve zorluklar | 2 Ekim 2019 | 16:00 - 17:30 | Çamlıca |
“Göç içimizedir”: Türkiye’deki Suriyeliler | 3 Ekim 2019 | 09:00 - 10:30 | Emirgan 2 |